Cuma, Nisan 06, 2012

Hayalimdeki Yelkenli



Nasıl binalar kullanım amaçlarına göre şekilleniyor ve detayları da bu amaçlara göre çözülüyorsa, yüzen bir gövdeyi tasarlarken "bununla ne yapacağım, nereye gideceğim" sorusunu cevaplamam gerekiyordu. Bütün yatçıların gönlünde yatan arslan: uzaklara gitmek, dünya seyahatine çıkmak, bu konuda önderlik eden Sadun Boro gibi büyüklerimizin izinden gitmek ve hepsinden önemlisi "denizde olmak" duygusu bende de vardı - şimdi de var tabii, hem de daha kuvvetli olarak.
Yani, yeni teknem tam bir okyanus yelkenlisi olmalıydı.
O akşam bilgisayarın başına geçip gelecekteki okyanus yelkenlim nasıl olabilir diye düşünürken, şu andaki bilgi birikimim olmadığı için konuyu tüm açıklığıyla göremiyordum, ancak elimin altındaki dergilerde ve internette çok sayıda daha önce yapılmış yatların broşürleri, fotoğrafları ve teknik özellikleri vardı. Bunları incelemeye, eksik ya da güzel taraflarını anlamaya çalıştım.
O akşamı takibeden aylar içinde bu hayali tekne konusu aklımı bayağı meşgul etmiş ve kendimi boş zamanlarımda bu konuyu araştırmaya, plan denemeleri yapmaya vermiştim.
Yeni teknem hakkında kendime bazı soruları sormalı ve temel sonuçlara varmalıydım, birkaç aylık inceleme ve çalışma sonucunda tekne boyu, gövde formu, plan, malzeme seçimi konularında ilk fikirlerimi oluşturdum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder